Âdem İle Havva
Yaradılış, Diş ve İlk İletişim
Eski Ahit /Tekvin
I.Kısım
Tanrı 6 günde dünyayı yarattı. 7.
Gün yaptığı işi bitirdi ve o gün dinlendi. Dinlendiği günü, kutsal bir gün
olarak belirledi.
Yeryüzünde henüz bir kır fidanı yoktu.
Henüz yağmur yağdırmamış. Toprağı işleyecek adam yoktu.
Tanrı kendisinin tanınmasını
istedi. İbadet etsinler diye insanları var etmek istedi. Melekler cevap
vererek:
-“Yarabbi bizler seni devamlı
övüyor ve sana ibadet ediyoruz.” dediler.
Tanrı:
-“Ben sizin bilmediklerinizi
bilirim.” diyerek yanıtladı.
Melekler:
-“ Şüphesiz Tanrı, her şeyin en
iyisini bilir.” dediler.
Tanrı, meleklerine:
-“Ben Âdem’i topraktan yaratıp,
ruhumdan üfleyip, şekillendirip can vereceğim. Hepiniz ona secde edin.” dedi.
Melekler hep birden:
-“Rabbimiz seni dinler, sana
itaat ederiz.” dediler.
Ancak Allah’ın bu emri şeytanın
hoşuna gitmedi. Gururlandı, kibirlendi. Kendini üstün yaratık olarak gördü.
Nihayet Tanrı Âdem’i topraktan
yarattı ve burnuna yaşam soluğunu üfledi. Böylece yaşayan varlık oldu. Bütün
melekler ona secde etti. Şeytan ise böbürlenip ona isyan etti:
-“ Âdem topraktan yaratıldı, ben
ise ateşten yaratıldım. Ateş topraktan üstündür.”
Bu sözleriyle Şeytan Allah’ın
emrini dinlemedi ve cennetten kovuldu. Şeytan bir ant içti ve var olduğu sürece
Âdem ve evlatlarını Tanrı’nın yolundan ayırmak için çalışacağını söyledi.
II.Kısım
Rab Tanrı doğuda, Aden’de bir
bahçe dikti. Yarattığı Âdem’i oraya koydu. Bahçede iyi meyve veren türlü türlü
güzel ağaçlar yetiştirdi. Bahçenin ortasında ‘yaşam ağacı’ ile ‘iyiyle kötüyü
bilme’ ağacı vardı. Tanrı Aden bahçesine
bakması ve onu işlemesi için Âdem’i oraya koydu.
Tanrı Âdem’e:
-“ Bahçede istediğin ağacın
meyvesini yiyebilirsin ama ’ iyiyle kötüyü bilme ağacından’ yeme. Çünkü ondan
yediğin gün kesinlikle ölürsün.”
Sonra Rab, Âdem’in yalnız kalması
iyi değil, ona uygun bir yardımcı yaratacağım dedi.
Tanrı Âdem’e derin bir uyku
verdi. Âdem uyurken, Tanrı onun kaburga kemiklerinden birini alıp yerini etle
kapladı. Âdem’den aldığı kaburga kemiğinden bir kadın yaratarak onu Âdem’e
getirdi.
Âdem kadın için şunları dedi:
-“ Şimdi bu benim kemiklerimden
kemik ve etimden ettir, buna ‘nisa’ denilecek.
III.Kısım
Cennetten kovulan dış mekânda
bulunan şeytan, içeriye cennete girmek istiyor. Cennet’in kapısına ulaştığında
‘Rıdvan’ ile karşılaşıyor. İblis Rıdvan’a beni içeri al diyor. Ancak Rıdvan İblis
’in yasaklı olduğunu bildiriyor. Şeytan Rıdvan’ın ardından bütün meleklere gidiyor,
yalvarıyor, fakat bir sonuç olamıyor.
Sonunda Tanrı’nın yarattığı
yabanıl hayvanların en kurnazı olan ‘yılana’ gidiyor. Yalvarıp yakarıyor:
-“Ne yap, ne et beni içeri sok.”
diyor.
Yılan ise:
-“Nasıl yapabilirim.” diyor.
Şeytan Yılana:
-“Sen ağzını aç, beni dişlerinin
arasına sıkıştır.” diyor.
Şeytan’ı dinleyen yılan
sayesinde, iblis dişler arasında kovulduğu cennete giriyor. İnsan ile ilk iletişim dişler arasındaki
şeytan ile Havva arasında başlıyor. Şeytan yılan bünyesinde kötülüğün gücü
oluyor.
IV.Kısım
Yılan Havva’ya:
-“ Tanrı gerçekten, bahçedeki
ağaçların meyvesini yemeyin dedi mi?” diye sordu.
Havva ise:
-“ Bahçenin ortasındaki ağacın
meyvesini yememek şartıyla tüm ağaçların meyvelerini yiyebileceğimizi söyledi.
Şayet onu yersek ölürsünüz dedi.”
Yılan ise:
-Kesinlikle ölmezsiniz, çünkü
tanrı biliyor ki, o ağacın meyvesini yediğinizde gözleriniz açılacak, iyiyle
kötüyü bilerek Tanrı gibi olacaksınız.” der ve Havva’yı ikna eder.
Havva meyveyi koparıp yedi.
Yanındaki Âdem’e de verdi o da yedi. İkisi de gözlerini açtı ve çıplak halde
buldular kendilerini. İncir yaprakları dikip kendilerini önlük yaptılar.
Tanrı Kadın’a:
-“Nedir bu yaptığın.” diye sordu.
Havva:
-“ Yılan beni aldattı, o yüzden
yedim.” diye karşılık verdi.
Tanrı, Yılan’a:
-“Bu yaptığından ötürü bütün
evcil ve yabanıl hayvanların ‘en
lanetlisi’ sen olacaksın. Karnının üzerinde sürüneceksin, yaşamın boyunca
toprak yiyeceksin. Seninle kadının soyunu birbirinize düşman edeceğim. Onun
soyu senin başını ezecek, sen onun topuğuna saldıracaksın.”
Tanrı Kadın’a:
-“ Çocuk doğururken sana çok acı
çektireceğim, ağrı çekerek doğum yapacaksın. Bu yeryüzündeki ‘en büyük acılardan’ olacak.”
Tanrı, Adem’e:
-“ Karının sözünü dinlediğin ve
sana meyvesini yeme dediğim ağaçtan yediğin için toprak senin yüzünden
lanetlendi. Yaşam boyu emek vermeden yiyecek bulamayacaksın. Toprak sana diken
ve çalı verecek.”
-SON-
Yasak meyvenin olduğu hep bilinir
ve söylenir. Elmayı ısırırken dişlerin görevi ve zarureti de oldukça önemlidir.
Şeytanın yılanın dişlerin arasında
Cennet’ girmesi Havva ile konuşması iletişimin dişlerle başladığını mecazi
olarak sembolize eder.
Gerçek bağlamda da diş konuşmanın
en önemli ögesidir. Diş olmadan insanlar konuşamıyor.
Böylesine önemli bir yapıyken
dişler , iletişim ile direkt olarak bir ilişki içinde olduğunu açıkça
söyleyebiliriz.
Derleyen : Ediz Tokabaş
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder