Twitter

5 Eylül 2012 Çarşamba


Âdem İle Havva
Yaradılış, Diş ve İlk İletişim
Eski Ahit /Tekvin

http://www.itusozluk.com/gorseller/adem+ve+havva/64896



I.Kısım
Tanrı 6 günde dünyayı yarattı. 7. Gün yaptığı işi bitirdi ve o gün dinlendi. Dinlendiği günü, kutsal bir gün olarak belirledi.
Yeryüzünde henüz bir kır fidanı yoktu. Henüz yağmur yağdırmamış. Toprağı işleyecek adam yoktu.
Tanrı kendisinin tanınmasını istedi. İbadet etsinler diye insanları var etmek istedi. Melekler cevap vererek:
-“Yarabbi bizler seni devamlı övüyor ve sana ibadet ediyoruz.” dediler.
Tanrı:
-“Ben sizin bilmediklerinizi bilirim.” diyerek yanıtladı.
Melekler:
-“ Şüphesiz Tanrı, her şeyin en iyisini bilir.” dediler.
Tanrı, meleklerine:
-“Ben Âdem’i topraktan yaratıp, ruhumdan üfleyip, şekillendirip can vereceğim. Hepiniz ona secde edin.” dedi.
Melekler hep birden:
-“Rabbimiz seni dinler, sana itaat ederiz.”  dediler.
Ancak Allah’ın bu emri şeytanın hoşuna gitmedi. Gururlandı, kibirlendi. Kendini üstün yaratık olarak gördü.
Nihayet Tanrı Âdem’i topraktan yarattı ve burnuna yaşam soluğunu üfledi. Böylece yaşayan varlık oldu. Bütün melekler ona secde etti. Şeytan ise böbürlenip ona isyan etti:
-“ Âdem topraktan yaratıldı, ben ise ateşten yaratıldım. Ateş topraktan üstündür.”
Bu sözleriyle Şeytan Allah’ın emrini dinlemedi ve cennetten kovuldu. Şeytan bir ant içti ve var olduğu sürece Âdem ve evlatlarını Tanrı’nın yolundan ayırmak için çalışacağını söyledi.
                                                                
  
                                                                  II.Kısım
Rab Tanrı doğuda, Aden’de bir bahçe dikti. Yarattığı Âdem’i oraya koydu. Bahçede iyi meyve veren türlü türlü güzel ağaçlar yetiştirdi. Bahçenin ortasında ‘yaşam ağacı’ ile ‘iyiyle kötüyü bilme’  ağacı vardı. Tanrı Aden bahçesine bakması ve onu işlemesi için Âdem’i oraya koydu.
Tanrı Âdem’e:
-“ Bahçede istediğin ağacın meyvesini yiyebilirsin ama ’ iyiyle kötüyü bilme ağacından’ yeme. Çünkü ondan yediğin gün kesinlikle ölürsün.”
Sonra Rab, Âdem’in yalnız kalması iyi değil, ona uygun bir yardımcı yaratacağım dedi.

Tanrı yerdeki hayvanları, gökteki kuşların hepsini topraktan yarattı. Onlara ne ad vereceğini görmek için Âdem’e getirdi. Âdem her birine ne ad verdiyse, o canlı o adla anıldı. Ancak, Âdem’e uygun bir yardımcı bulunamadı. Âdem hala yalnızdı.
Tanrı Âdem’e derin bir uyku verdi. Âdem uyurken, Tanrı onun kaburga kemiklerinden birini alıp yerini etle kapladı. Âdem’den aldığı kaburga kemiğinden bir kadın yaratarak onu Âdem’e getirdi.
Âdem kadın için şunları dedi:
-“ Şimdi bu benim kemiklerimden kemik ve etimden ettir, buna ‘nisa’ denilecek.


III.Kısım
Cennetten kovulan dış mekânda bulunan şeytan, içeriye cennete girmek istiyor. Cennet’in kapısına ulaştığında ‘Rıdvan’ ile karşılaşıyor. İblis Rıdvan’a beni içeri al diyor. Ancak Rıdvan İblis ’in yasaklı olduğunu bildiriyor. Şeytan Rıdvan’ın ardından bütün meleklere gidiyor, yalvarıyor, fakat bir sonuç olamıyor.
Sonunda Tanrı’nın yarattığı yabanıl hayvanların en kurnazı olan ‘yılana’ gidiyor. Yalvarıp yakarıyor:
-“Ne yap, ne et beni içeri sok.” diyor.
Yılan ise:
-“Nasıl yapabilirim.” diyor.
Şeytan Yılana:
-“Sen ağzını aç, beni dişlerinin arasına sıkıştır.” diyor.
Şeytan’ı dinleyen yılan sayesinde, iblis dişler arasında kovulduğu cennete giriyor. İnsan ile ilk iletişim dişler arasındaki şeytan ile Havva arasında başlıyor. Şeytan yılan bünyesinde kötülüğün gücü oluyor.


IV.Kısım
Yılan Havva’ya:
-“ Tanrı gerçekten, bahçedeki ağaçların meyvesini yemeyin dedi mi?” diye sordu.
Havva ise:
-“ Bahçenin ortasındaki ağacın meyvesini yememek şartıyla tüm ağaçların meyvelerini yiyebileceğimizi söyledi. Şayet onu yersek ölürsünüz dedi.”
Yılan ise:
-Kesinlikle ölmezsiniz, çünkü tanrı biliyor ki, o ağacın meyvesini yediğinizde gözleriniz açılacak, iyiyle kötüyü bilerek Tanrı gibi olacaksınız.” der ve Havva’yı ikna eder.
Havva meyveyi koparıp yedi. Yanındaki Âdem’e de verdi o da yedi. İkisi de gözlerini açtı ve çıplak halde buldular kendilerini. İncir yaprakları dikip kendilerini önlük yaptılar.
Tanrı Kadın’a:
-“Nedir bu yaptığın.” diye sordu.
Havva:
-“ Yılan beni aldattı, o yüzden yedim.” diye karşılık verdi.
Tanrı, Yılan’a:
-“Bu yaptığından ötürü bütün evcil ve yabanıl hayvanların ‘en lanetlisi’ sen olacaksın. Karnının üzerinde sürüneceksin, yaşamın boyunca toprak yiyeceksin. Seninle kadının soyunu birbirinize düşman edeceğim. Onun soyu senin başını ezecek, sen onun topuğuna saldıracaksın.”
Tanrı Kadın’a:
-“ Çocuk doğururken sana çok acı çektireceğim, ağrı çekerek doğum yapacaksın. Bu yeryüzündeki ‘en büyük acılardan’ olacak.”
Tanrı, Adem’e:
-“ Karının sözünü dinlediğin ve sana meyvesini yeme dediğim ağaçtan yediğin için toprak senin yüzünden lanetlendi. Yaşam boyu emek vermeden yiyecek bulamayacaksın. Toprak sana diken ve çalı verecek.”

-SON-



Yasak meyvenin olduğu hep bilinir ve söylenir. Elmayı ısırırken dişlerin görevi ve zarureti de oldukça önemlidir.
Şeytanın yılanın dişlerin arasında Cennet’ girmesi Havva ile konuşması iletişimin dişlerle başladığını mecazi olarak sembolize eder.
Gerçek bağlamda da diş konuşmanın en önemli ögesidir. Diş olmadan insanlar konuşamıyor.
Böylesine önemli bir yapıyken dişler , iletişim ile direkt olarak bir ilişki içinde olduğunu açıkça söyleyebiliriz.
                                                                       
  Derleyen : Ediz Tokabaş

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder