Twitter

15 Eylül 2012 Cumartesi

ICT Summit Eurasia-Bilişim Zirvesi 12


ICT Summit Eurasia-Bilişim Zirvesi 12 
Pazarlama ve Sosyal Medyada Sonraki Adım

Bu sene 12. düzenlenen Bilişim Zirvesi geçen sene uluslararası bir kimliğe bürünüp ICT Summit Eurasia adını aldı. Bu sene 30'u aşkın ülkeden katılımcı ile onlarca panel düzenlendi.  Zirvenin teması ''Next Step-Sonraki Adım''olarak seçilmişti. Gelecek üzerine teknolojik gelişmeler temelli pazarlama ve bilişim dünyası konuşuldu bol bol. Ben de zirvenin son gününde (13 Eylül 2012 Perşembe) ''Pazarlama ve Sosyal Medyada Sonraki Adım Forum'na'' katılma şansı buldum. Forumla ilgili dikkat çekici noktaları sizlerle paylaşıyorum.
                                               

"Dünyayı Değiştirecek Teknolojiler"

Konuşmacı: DR.Matthias Kaisersweth- IBM
Bilişim Zirvesi, Haliç Kongre Merkezi'nde düzenlendi.Zirve profesyonel katılımcılara ücretliydi, ancak öğrencilere ücretsiz şekilde gerçekleşti. Öncelikle sabah açılış pturumu ilgi çekiciydi. Ortak oturum şeklinde gerçekleşen konuşmayı, Dünyayı Değiştirecek Teknolojiler başlığıyla IBM Zurih Araştırma Laboratuvarı Direktörü ve Yazılım Araştırmları Kurulu Başkan Yardımcısı Dr. Matthias Kaiserswerth yaptı.
Yakından tanımadığım birçok konuya değinen Kaisersweth öncelikle çipler, sistemler, data ve data incelenmesinden bahsetti. Gelecekte nano teknolojilerin gelişmesiyle nano çiplerin üretileceğini ve her bir çipin 1 trilyon aygıtı barındıracağını belirtti. Böylesine devasa bir sayı da aygıtı barındırmasına rağmen bu çiplerin boyutları bir kesme şeker boyutunu (PETA)geçmeyecek şekilde hazırlanacak. 3 boyutlu olan bu çiplere iki boyut daha eklenicek. Bunlardan 4. boyut, soğutma ve 5.boyut, enerji üretimi.

Less Energy-Less Heat
Üretilen teknolojinin yeşil, yani doğaya saygılı olması çok önemli. Bunu da enerji tasarrufu ile sağlayacaklarını düşünüyorlar. Sıcak bir sistemi yine sıcak suyla soğutup %40'a varan bir enerji tasarrufu elde edileceğinin altını çiziyor. Anlaması güç olan bu soğutma sistemini şöyle örnekliyor Dr. Matthias, ''Yazın bir havuzu soğutmak için havuza eklenen sıcak su gibi düşünün. Eklediğiniz su havuzdan daha soğuk ama o suyun ısıtması için bir maaliyet ödemiyorsunuz, çünkü doğal ortam sıcak.''

Dünyada var olan veri 15 petabytes
Peki, böylesi üstün teknoloji ile geliştirilen bu çipler nerelerde nasıl kullanılacak? Araştırmalara göre şu an dünyada  50 milyar cihaz var ve bu sayının düşük olduğunu belirtiyor konuşmacımız. Önümüzdeki süreçte hızlı bir artış yaşanacağını söylüyor. Aynı zamanda dünyada var olan veri miktarı ise yaklaşık 15 petabytes. Artacak cihaz sayısına paralel olarak. Büyük veri miktarının ortaya çıkacağını söylüyor ve işte bu noktada bu çipler hızlı ve büyük depolama alanları sunacaktır. Veri depolamanın çözüm olmadığını söyleyen Kaiserswerth önemli olan bu verinin incelenip çözümlendikten sonra depolanması gerektiğini söylüyor. Anlaşılan o ki artık veriler elde edilirken, eş zamanlı olarak veri çözümlenmesi yapılacak ve gereksiz verilerin depolanma zahmeti sona erecek.

O bir Tıp dahisi: Karşınızda WATSON
Watson projesini dinlemeye başlayınca önümüzdeki yıllarda ne gerek  var doktorlara diye düşünmeye başladım. Şöyle ki Watson daha yeni ve hala geliştirilmekte olan bir proje. Çok yönlü bir sistem. Hastalıkların tedavi teşhisi için doktorlara yardım sağlayabilecek, anladığım kadarıyla yapay zekaya dayalı bir sistem. Watson bütün tıp literatürünü yalayıp yutuyor ve elde ettiği bu verileri oldukça spesifik yöntemlerle ayrıştırarak, hastaklıkların tedavi ve teşhisinde doktora yardım ediyor. Bir doktor, kendisine gelen bir hastanın hastalığını teşhis ettiyse, hatalığı Watsona yazıyor. Örneğin, ''Akciğer kanserini nasıl tedavi edebilirim?'' Watson hemen soruyu algılıyo ve hastalığa uygun tedavi yöntemleri sunuyor. (Sunulan tedavi yöntemlerinin ilaç ya da tüm tıbbi müdahaleleri içerdiğini belirtmedi.)Tedavi yöntemlerini sunduğuyla kalmıyor ayrıca her tedavi yönteminin yanına % olarak güvenirlilik oranı veriyor. Derseniz ki, ben bunu bilimsel anlamda kanıtlamak istiyorum. İşte o zaman da tedavi yönteminle ilgili tıbbi literatürü önünüze sunuyor. Yok canım! Diyebilirsiniz ben de öyle dedim. Dikkat çekilmesi gereken nokta şu ki her geçen gün elde edilen tıbbi verilerin Watson'a iyice yedirilmesi lazım.


Bu sistemlerin ve inovasyonların hepsi insan zihninden esinlenilerek yapılıyor. Geçmişe göre bu yolda insanlık adına oldukça fazla yol katettik belki ama Dr.Matthias özellikle insan zihniyle yapılan kıyaslara karşı çıkarak şu sözlerle konuşmasını tamamladı: "Geliştirilen hiçbir sistem insan zihni ile mukayese edilemez, insan zihni gibi olamaz, çünkü bizler insan zihninin tam olarak sırrını dahi çözmüş değiliz."

Markalar Sosyal Medyanın Neresinde?

Panel Moderatörü: Tunca Meriç
Konuşmacılar: Dr.Cem Çınlar, Bilge Çiftçi, Hamdi Çelikbaş, Kına Demirel, Metin Güleç, Sertan Eratay, Cem Batu

Konuşmacılar Vodafone'dan Turkcell'e, Anadolu Ajansı'ndan Migros'a kadar çeşitliydi.Bunlara ek olarak diğer konuşmacılar Plasenta, Medyanet ve Tick Tock Boom Dijital Pr Ajansındandı.
·         Şüphe bilgiyi, bilgi bilişimi, bilişimde sosyal medyayı doğurdu.
·         Sosyal medya sohbet odaklı bir platform, marka odaklı değil.
·         Önemli olan bu sohbet ortamına marka kimliğinden sıyrılıp antipatik bir hal almadan girmek
·         GençTurkcell'in genç yöneticilerini belirleme sürecinde bu sohbete dahil oldular ve çok konuşuldular. Bir proje ile 17 bin aday ile 2 milyon oya ulaştılar. Kişiler bu projeyi konuşur ve aktarır oldu.
·         Facebook ve Twitter'daki fan sayılarının nitelikli veri olmadığı artık açık. Markalar Facebook fanlarını %16'sı ile iletişime geçebiliyor. Bu duruma en güzel cümle bu olu heralde : SMALL IS BIG, TODAY..!
·         Sosyal medya markanın müşterisini dinleme merkezli olmalı.
·         Müşteri, müşteriye güvenir. Her müşteri bir pazarlama kanalıdır.

·         Sosyal mecralar artık bir hizmet kanalı olarak yerini aldı. Bu yolla artık müşteri markaya değil marka müşterinin ayağına gider oldu.
·         Özellikle Y ve Z kuşağını oluşturan müşterilerin kalbine giden yol bu sosyal mecralardan geçiyor.
·         Müşteri sosyal medyada bambaşka tavırlar içine girebiliyor ve başkalaşıyor. Bu yüzden dinleyici olup hedef kitleyi çok iyi analiz etmeli. İncelemeden sonra, marka-müşteri ilişkisini kuracak ilgi çekici noktayı bulmak önemli.
·         Doğru segmentasyon, doğru hedef kitleye götürür.
·         Sosyal medyada olşan krizler riskli olduğu kadar fırsat potansiyelini de barındırıyor. Önemli olan bu noktada bu fırsatı görmek ve doğru okumak. Bunu için de şirketler arka bahçelerini iyi bilmeliler.


  Şu üç soruya verilecek doğru cevaplar markaları başarıya ulaştıracaktır:
-Kişiler benim ürünümü alabilirler mi?
-Kişiler benim ürünümü satabilirler mi?
-Bu iki süreçte sosyal medyanın katkıları neler olur?

Panelin en güzel örneği ve açıklaması Turkcell Dijital Kanallar Yöneticisi Sertan Eratay'dan geldi: Eratay markaların sosyal medyadaki durumlarını ilginç bir örnekle açıklıyor. Ablası evlendikten sonra hazırlanan düğün fotoğrafları albümünü mahallenin hanımlarının gelip baktığını,  incelediğini ve fotoğraflarda kime hangi kıyafetin yakışık yakışmadığını yorumladıklarını söyledi. Sohbet odaklı olan bu geleneksel sürecin bizim şu an sosyal mecralarda yaptığımızdan hiçbir farkı yok. Peki, eğer o fotoğraf albümünün içine bir markanın reklamını, sayfasını koysak mahallenin teyzeleri bu ne, nerden çıktı şimdi gibi yorumlar vereceğini söyledi. Aynı şekilde markalarında sosyal mecralarda varolması kişilerarası iletişime müdahale temelli oldu.

                                                                                  Ediz Tokabaş

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder