ICT Summit Eurasia-Bilişim Zirvesi 12
Pazarlama ve
Sosyal Medyada Sonraki Adım
Bu sene 12. düzenlenen Bilişim Zirvesi
geçen sene uluslararası bir kimliğe bürünüp ICT Summit Eurasia adını aldı. Bu
sene 30'u aşkın ülkeden katılımcı ile onlarca panel düzenlendi. Zirvenin teması ''Next Step-Sonraki
Adım''olarak seçilmişti. Gelecek üzerine teknolojik gelişmeler temelli
pazarlama ve bilişim dünyası konuşuldu bol bol. Ben de zirvenin son gününde (13
Eylül 2012 Perşembe) ''Pazarlama ve Sosyal Medyada Sonraki Adım Forum'na''
katılma şansı buldum. Forumla ilgili dikkat çekici noktaları sizlerle
paylaşıyorum.
"Dünyayı Değiştirecek Teknolojiler"
Konuşmacı: DR.Matthias Kaisersweth- IBM
Bilişim Zirvesi, Haliç Kongre Merkezi'nde
düzenlendi.Zirve profesyonel katılımcılara ücretliydi, ancak öğrencilere
ücretsiz şekilde gerçekleşti. Öncelikle sabah açılış pturumu ilgi çekiciydi.
Ortak oturum şeklinde gerçekleşen konuşmayı, Dünyayı Değiştirecek Teknolojiler
başlığıyla IBM Zurih Araştırma Laboratuvarı Direktörü ve Yazılım Araştırmları
Kurulu Başkan Yardımcısı Dr. Matthias Kaiserswerth yaptı.
Yakından tanımadığım birçok konuya
değinen Kaisersweth öncelikle çipler, sistemler, data ve data incelenmesinden
bahsetti. Gelecekte nano teknolojilerin gelişmesiyle nano çiplerin üretileceğini
ve her bir çipin 1 trilyon aygıtı barındıracağını belirtti. Böylesine devasa
bir sayı da aygıtı barındırmasına rağmen bu çiplerin boyutları bir kesme şeker
boyutunu (PETA)geçmeyecek şekilde hazırlanacak. 3 boyutlu olan bu çiplere iki
boyut daha eklenicek. Bunlardan 4. boyut, soğutma ve 5.boyut, enerji üretimi.
Less Energy-Less Heat
Üretilen teknolojinin yeşil, yani doğaya
saygılı olması çok önemli. Bunu da enerji tasarrufu ile sağlayacaklarını
düşünüyorlar. Sıcak bir sistemi yine sıcak suyla soğutup %40'a varan bir enerji
tasarrufu elde edileceğinin altını çiziyor. Anlaması güç olan bu soğutma
sistemini şöyle örnekliyor Dr. Matthias, ''Yazın bir havuzu soğutmak için
havuza eklenen sıcak su gibi düşünün. Eklediğiniz su havuzdan daha soğuk ama o
suyun ısıtması için bir maaliyet ödemiyorsunuz, çünkü doğal ortam sıcak.''
Dünyada var olan veri 15 petabytes
Peki, böylesi üstün teknoloji ile
geliştirilen bu çipler nerelerde nasıl kullanılacak? Araştırmalara göre şu an
dünyada 50 milyar cihaz var ve bu sayının
düşük olduğunu belirtiyor konuşmacımız. Önümüzdeki süreçte hızlı bir artış
yaşanacağını söylüyor. Aynı zamanda dünyada var olan veri miktarı ise yaklaşık
15 petabytes. Artacak cihaz sayısına paralel olarak. Büyük veri miktarının
ortaya çıkacağını söylüyor ve işte bu noktada bu çipler hızlı ve büyük depolama
alanları sunacaktır. Veri depolamanın çözüm olmadığını söyleyen Kaiserswerth
önemli olan bu verinin incelenip çözümlendikten sonra depolanması gerektiğini
söylüyor. Anlaşılan o ki artık veriler elde edilirken, eş zamanlı olarak veri
çözümlenmesi yapılacak ve gereksiz verilerin depolanma zahmeti sona erecek.
O bir Tıp dahisi: Karşınızda WATSON
Watson projesini dinlemeye başlayınca
önümüzdeki yıllarda ne gerek var
doktorlara diye düşünmeye başladım. Şöyle ki Watson daha yeni ve hala
geliştirilmekte olan bir proje. Çok yönlü bir sistem. Hastalıkların tedavi
teşhisi için doktorlara yardım sağlayabilecek, anladığım kadarıyla yapay zekaya
dayalı bir sistem. Watson bütün tıp literatürünü yalayıp yutuyor ve elde ettiği
bu verileri oldukça spesifik yöntemlerle ayrıştırarak, hastaklıkların tedavi ve
teşhisinde doktora yardım ediyor. Bir doktor, kendisine gelen bir hastanın
hastalığını teşhis ettiyse, hatalığı Watsona yazıyor. Örneğin, ''Akciğer
kanserini nasıl tedavi edebilirim?'' Watson hemen soruyu algılıyo ve hastalığa
uygun tedavi yöntemleri sunuyor. (Sunulan tedavi yöntemlerinin ilaç ya da tüm
tıbbi müdahaleleri içerdiğini belirtmedi.)Tedavi yöntemlerini sunduğuyla
kalmıyor ayrıca her tedavi yönteminin yanına % olarak güvenirlilik oranı
veriyor. Derseniz ki, ben bunu bilimsel anlamda kanıtlamak istiyorum. İşte o
zaman da tedavi yönteminle ilgili tıbbi literatürü önünüze sunuyor. Yok canım!
Diyebilirsiniz ben de öyle dedim. Dikkat çekilmesi gereken nokta şu ki her
geçen gün elde edilen tıbbi verilerin Watson'a iyice yedirilmesi lazım.
Bu sistemlerin ve inovasyonların hepsi
insan zihninden esinlenilerek yapılıyor. Geçmişe göre bu yolda insanlık adına
oldukça fazla yol katettik belki ama Dr.Matthias özellikle insan zihniyle
yapılan kıyaslara karşı çıkarak şu sözlerle konuşmasını tamamladı:
"Geliştirilen hiçbir sistem insan zihni ile mukayese edilemez, insan zihni
gibi olamaz, çünkü bizler insan zihninin tam olarak sırrını dahi çözmüş
değiliz."
Markalar Sosyal Medyanın Neresinde?
Panel Moderatörü: Tunca Meriç
Konuşmacılar: Dr.Cem Çınlar, Bilge Çiftçi, Hamdi Çelikbaş, Kına Demirel, Metin
Güleç, Sertan Eratay, Cem Batu
Konuşmacılar Vodafone'dan Turkcell'e,
Anadolu Ajansı'ndan Migros'a kadar çeşitliydi.Bunlara ek olarak diğer
konuşmacılar Plasenta, Medyanet ve Tick Tock Boom Dijital Pr Ajansındandı.
·
Şüphe bilgiyi,
bilgi bilişimi, bilişimde sosyal medyayı doğurdu.
·
Sosyal medya sohbet
odaklı bir platform, marka odaklı değil.
·
Önemli olan bu
sohbet ortamına marka kimliğinden sıyrılıp antipatik bir hal almadan girmek
·
GençTurkcell'in
genç yöneticilerini belirleme sürecinde bu sohbete dahil oldular ve çok
konuşuldular. Bir proje ile 17 bin aday ile 2 milyon oya ulaştılar. Kişiler bu
projeyi konuşur ve aktarır oldu.
·
Facebook ve
Twitter'daki fan sayılarının nitelikli veri olmadığı artık açık. Markalar
Facebook fanlarını %16'sı ile iletişime geçebiliyor. Bu duruma en güzel cümle
bu olu heralde : SMALL IS BIG, TODAY..!
·
Sosyal medya
markanın müşterisini dinleme merkezli olmalı.
·
Müşteri, müşteriye
güvenir. Her müşteri bir pazarlama kanalıdır.
·
Sosyal mecralar
artık bir hizmet kanalı olarak yerini aldı. Bu yolla artık müşteri markaya
değil marka müşterinin ayağına gider oldu.
·
Özellikle Y ve Z
kuşağını oluşturan müşterilerin kalbine giden yol bu sosyal mecralardan
geçiyor.
·
Müşteri sosyal
medyada bambaşka tavırlar içine girebiliyor ve başkalaşıyor. Bu yüzden
dinleyici olup hedef kitleyi çok iyi analiz etmeli. İncelemeden sonra,
marka-müşteri ilişkisini kuracak ilgi çekici noktayı bulmak önemli.
·
Doğru segmentasyon,
doğru hedef kitleye götürür.
·
Sosyal medyada
olşan krizler riskli olduğu kadar fırsat potansiyelini de barındırıyor. Önemli
olan bu noktada bu fırsatı görmek ve doğru okumak. Bunu için de şirketler arka
bahçelerini iyi bilmeliler.
Şu üç soruya verilecek doğru cevaplar markaları başarıya ulaştıracaktır:
-Kişiler benim ürünümü alabilirler mi?
-Kişiler benim ürünümü satabilirler mi?
-Bu iki süreçte sosyal medyanın katkıları
neler olur?
Panelin en güzel örneği ve açıklaması
Turkcell Dijital Kanallar Yöneticisi Sertan Eratay'dan geldi: Eratay markaların
sosyal medyadaki durumlarını ilginç bir örnekle açıklıyor. Ablası evlendikten
sonra hazırlanan düğün fotoğrafları albümünü mahallenin hanımlarının gelip
baktığını, incelediğini ve fotoğraflarda
kime hangi kıyafetin yakışık yakışmadığını yorumladıklarını söyledi. Sohbet
odaklı olan bu geleneksel sürecin bizim şu an sosyal mecralarda yaptığımızdan
hiçbir farkı yok. Peki, eğer o fotoğraf albümünün içine bir markanın reklamını,
sayfasını koysak mahallenin teyzeleri bu ne, nerden çıktı şimdi gibi yorumlar
vereceğini söyledi. Aynı şekilde markalarında sosyal mecralarda varolması
kişilerarası iletişime müdahale temelli oldu.
Ediz
Tokabaş
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder